Türkiye’nin gözü ‘Kanuni’den gelecek müjdede

0
255

Türkiye’nin geçen yıl Karadeniz’de 405 milyar metreküplük gaz keşfinin ardından Sakarya Gaz Sahası’nda rezerv tespiti ve yeni gaz keşfine yönelik sondajlarla yürüttüğü çalışmalar meyvelerini vermeye başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün bölgede yeni bir gaz keşfine yönelik müjde vermesi ve Kanuni sondaj gemisine canlı bağlantı gerçekleştirmesi bekleniyor.

 

 

İlk müjde Fatih’ten

İlk müjde geçen yıl Fatih sondaj gemisinden gelmişti. Fatih’in Sakarya Gaz Sahası Tuna-1 kuyusundaki gaz keşfi, yılın dünyada derin denizlerdeki en büyük, tüm gaz keşifleri arasında ise ikinci en büyük keşfi olarak kayıtlara geçti.

Uluslararası Enerji Ajansı, keşfin potansiyel ekonomik büyüklüğünün 80 milyar doların üzerinde olduğunu hesapladı. Keşfin ardından bölgede ilk gaz üretiminin 2023’te başlayarak Türkiye’nin doğal gaz şebekesine verilmesi için çalışmalar hızla devam etti.

Türkali-1’de 3 bin 920 metre derinliğe ulaşıldı

Keşif kuyusu olan Tuna-1’in ardından, Fatih sondaj gemisi Türkiye’nin ilk derin deniz tespit kuyusu olma özelliği taşıyan Türkali-1’de 3 bin 920 metre sondaj derinliğine ulaşarak buradaki çalışmaları 77 günde bitirdi.

İkinci derin deniz tespit kuyusu olan Türkali-2’de ise yine 3 bin 950 metre sondaj derinliğine ulaşılmasının ardından rezerv tespit çalışmaları 53 günde tamamlandı. Tespit kuyuları, sahanın özellikleri, sınırları ve rezervin boyutlarının net olarak öğrenilebilmesi için önem arz ediyor.

Fatih, Türkali-3’te sondaja başladı

Fatih sondaj gemisi bu iki tespit kuyusunun ardından yeni keşifler için Kuzey Sakarya Gaz Sahası’nda yer alan Amasra-1 kuyusunda sondaj gerçekleştirdi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), 28 Mayıs’ta ise Fatih sondaj gemisinin Sakarya Gaz Sahası’ndaki yeni tespit kuyusu olan Türkali-3’te sondaja başladığını duyurdu.

Böylece, Karadeniz’de 405 milyar metreküp gaz keşfedildiğinin açıklanmasının ardından iki tespit ve bir keşif kuyusunda sondaj gerçekleştirilirken, üçüncü tespit kuyusunda da çalışmalar sürüyor.

Ayrıca, geçen yıl TPAO envanterine katılan ve Sakarya Gaz Sahası’nda kuyu testlerini gerçekleştirmekle görevlendirilen Kanuni sondaj gemisi de halihazırda Türkali-2’de kuyu testlerini yapıyor.

İnsansız üretim gerçekleştirilecek

Karadeniz’de tam olarak ne kadar yatırım yapılacağı henüz belirlenmedi fakat TPAO’nun Sakarya Gaz Sahası Denizaltı Üretim Tesisleri, Denizaltı Nakil Hatları ve Kara Doğal Gaz İşleme Tesisi Entegre Projesi için hazırlanan ÇED başvuru dosyasına göre, doğal gazın şebekeye iletilmesi için gerekli üretim ve iletim altyapısına 780 milyon lira yatırım yapılacağı hesaplanıyor.

Bu kapsamda, gaz denizin yaklaşık 2 bin 200 metre derinliğinde ve Filyos Endüstri Bölgesi’ne 155 kilometre uzaklıkta kurulacak denizaltı üretim tesisinin bulunduğu gaz bloğunda üretilecek.

Bu tesis, 2 bin 173 kilometrelik bir alan içerisinde 30-40 üretim kuyusunu birleştirip gazın boru hattına aktarılmasını sağlayacak ve deniz tabanında kurulu bir şebeke şeklinde çalışacak.

İşletme süresince üretim, uzaktan kontrol edilen sistemlerle gerçekleştirilecek ve denizde insan bulunacak herhangi bir tesis kurulmayacak.

155 kilometrelik çift boru hattı kurulacak

Burada üretilen gazın karaya ulaştırılması için denizin 2 bin 200 kilometre derinliğinde 155 kilometrelik çift boru hattı kurulacak. Boru hattıyla Filyos’a gelen gaz burada kurulacak işleme tesisiyle Türkiye’nin gaz şebekesinin standartlarına uygun hale getirilecek.

Üretimde kademeli artış

Deniz altına kurulacak üretim sistemine ilk olarak 6 ila 10 kuyu bağlanacak ve bu kuyulardan günlük 10 milyon metreküp gaz üretilecek. Bu miktar yıllık bazda 3,5-4 milyar metreküpe denk gelirken, üretim dünyadaki bu tür sahalarda da olduğu gibi kademeli olarak artacak.

Karadeniz’de en yüksek üretim seviyesine 2027-2028’de ulaşılması beklenirken, bu dönemde günlük 40 milyon metreküp, yıllık bazda ise yaklaşık 15 milyar metreküp gaz üretilmiş olacak.

Söz konusu üretim bugünkü rakamlarla, Türkiye’nin geçen yıl 48,2 milyar metreküp olan doğal gaz tüketiminin yüzde 30’unu karşılayabilecek.

Karadaki çalışmalar da sonuç verdi, 3 kuyuda petrol keşfedildi

Karadeniz’deki doğal gazın ardından karada yürütülen çalışmalar da sonuç verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sadece son bir ayda 3 yeni kuyuda petrol keşfedildiğini duyurdu.

Diyarbakır’da bulunan Akoba-1 ve Yenişehir-1 kuyularıyla Kırklareli’ndeki Misinli-2 kuyularında günlük üretime 6 bin 800 varil ilave sağlandı.

Son 3 keşifle birlikte Türkiye Petrolleri’nin 2021 yılı yurt içi günlük üretim ortalaması 61 bin varilin üzerine çıktı.

Türkiye’nin denizlerdeki enerji filosu

Türkiye, enerji piyasasındaki gücünü artırmak ve enerji bağımsızlığı yolunda hızla ilerlemek için 3 sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma gemisiyle Doğu Akdeniz başta olmak üzere denizlerde Türk bayrağını dalgalandırmaya devam ediyor.

Fatih, kendi sınıfında dünyanın ilk 5 gemisi arasında

Türkiye’nin ilk milli sondaj gemisi olan Fatih, 2017’de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) envanterine katıldı.

Fatih, 229 metre uzunluğunda, 36 metre genişliğinde ve 51 bin 283 groston ağırlığa sahip. Güney Kore’de 2011’de inşa edilerek denize indirilen Fatih, 6. nesil denilen üst düzey bir teknolojiye sahip.

“Upgrade (Yükseltme)” edilme sürecinde, sondaj ekipmanları, kuyu kontrol sistemleri, dinamik pozisyonlama sistemleri, gemi iticileri ve gemi jeneratörlerine varıncaya kadar gerekli tüm teknik aksamı yenilenen Fatih, kendi sınıfındaki 16 gemi arasından sıyrılarak böylesine yüksek teknolojiye sahip dünyanın ilk 5 gemisi arasına girdi.

12 bin 200 metre derinlikte yani dünyanın en derin çukuru olan Mariana Çukuru’ndan daha derinde, çok yüksek basınç altında dahi deniz sondajı yapabilme kabiliyeti bulunan Fatih’in uzunluğu neredeyse bir Eyfel Kulesi kadar.

Aktif konumlandırma sistemi sayesinde 6 metre yükseklikteki dalga boyunda bile sabit kalarak operasyonlarını sürdürebilme özelliği bulunan Fatih, bu üst düzey teknolojik özellikleriyle en zor operasyon koşullarında çalışarak kendini ispatlamış bir gemi.

Yavuz sondaj gemisi

Türkiye’nin “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında, denizlerdeki arama ve sondaj faaliyetlerinin artırılması amacıyla TPAO tarafından satın alınan Yavuz da 2018’de envantere katıldı.

Fatih gibi 6. nesil ultra derin deniz sondaj gemisi olan Yavuz’un uzunluğu da 230 metre ve 36 metre genişliğe sahip. Söz konusu gemi, çift kuleli tasarımla hem asıl hem yardımcı işlerin yapılabildiği eş zamanlı operasyona imkan sağlıyor.

Yapımı 2011’de tamamlanan Yavuz, daha önce Tanzanya, Kenya, Malezya ve Filipinler başta olmak üzere farklı ülkelerde görev aldı.

Dünya genelinde bu konseptteki 16 gemiden biri olma özelliğini taşıyan Yavuz’da spor ve sinema salonu, dinlenme odaları bulunuyor. Gemide tam zamanlı bir doktorun görev aldığı 4 yataklı mini bir hastane de yer alıyor.

Kanuni sondaj gemisi

Türkiye’nin hidrokarbon potansiyelini açığa çıkarmak için mavi vatanda çalışmalara devam edecek son gemi ise Kanuni.

Türkiye’nin üçüncü sondaj gemisi olan Kanuni, 2020 başında filoya katıldı.

2012’de inşa edilen gemi 227 metre uzunluğa ve 42 metre genişliğe sahip.

Araştırma gemileri “denizlerin röntgenini çekmeye devam ediyor”

Türkiye’nin deniz araştırma, arama ve işletme ruhsat alanlarında sismik veri toplama projeleri sürüyor. Daha önce hizmet alımı şeklinde gerçekleşen bu faaliyet, 2012’nin sonunda TPAO envanterine katılan Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi sayesinde ülke imkanlarıyla yürütülüyor.

31 Aralık 2012’de 130 milyon dolara satın alınan, iki ve üç boyutlu sismik araştırma yapabilme özelliğine sahip Barbaros Hayreddin Paşa gemisi denizin 8 kilometre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor, iki ve üç boyutlu sismik veri toplayabiliyor. Brüt 4 bin 711 ton ağırlığındaki gemi, yön ve pozisyon tayinini uydu haberleşmesiyle otomatik olarak yapabiliyor. Uzunluğu 84, genişliği 21,6 metre olan gemide bir helikopter pisti bulunuyor.

Buzullarda çalışma özelliğine de sahip gemi, dizel itici gücüyle çalışıyor. Barbaros Hayreddin Paşa, sismik ses kaynağı, yüksek özellikli katalitik çeviricileri, çift gövdesi ve su temizleme sistemleriyle en çevreci gemilerden biri olarak nitelendiriliyor.

Oruç Reis

Diğer sismik araştırma gemisi MTA Oruç Reis’in inşasına ise 2012’de tamamen yerli imkanlarla başlandı. 23 Haziran 2017’de geçici kabulü yapılan gemi, 2017 yılı Ağustos ayı içinde operasyon test, eğitim ve tecrübe faaliyetlerine başladı.

Açık denizlerde iki ve üç boyutlu derin sismik araştırmalar yapabilecek kapasitede modern sevk ve manevra sistemleriyle donatılan Oruç Reis gemisi ile petrol ve doğal gaz araştırmalarının yanı sıra kara alanlarının deniz altındaki devamlılıklarının izlenmesi bağlamında kıta sahanlığı gibi stratejik öneme sahip bilimsel araştırmalar da etkin bir şekilde icra edilebiliyor.

Oruç Reis ile deniz tabanından itibaren 15 bin metre derinlikteki jeolojik yapılar görüntülenebiliyor. Modern uzaktan kumandalı su altı aracı (ROV) ile 1500 metre su derinliğindeki deniz tabanı ayrıntılı olarak izlenebiliyor, deniz suyundan ve tabanından numune alınarak ölçüm ve analizler anında yapılabiliyor.

Boyu 86, genişliği 22 metre olan gemi, yakıt ve su depolarıyla erzak depoları tam dolu şekilde göreve çıktığında 35 gün boyunca denizde kalabiliyor. Ekonomik ömrü 30 yıl olan gemide, 28’i araştırmacı, 27’si gemi adamı olmak üzere 55 personel görev yapıyor. Gemide değişik açılarda aktif 35 kamera bulunuyor.

Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemileri “denizlerin röntgenini çekmeye” devam ediyor.

TRT

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz