Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Aydın Meriç, Serebral Palsi hastalığı hakkında bilgilendirmeler yaptı.
“Serebral kelimesi beyin anlamına gelir. Palsi ise hareket zayıflığı ve felç durumunu ifade etmek için kullanılır. Serebral Palsi ya da diğer bir ifadeyle beyin felci, temel olarak kasların tonusunu, hareketini ve kişinin motor becerilerini etkileyen bir problemdir. Beyin felci, kas aktivitesi ve vücut duruşu ile ilgili bir grup problemi tanımlayan rahatsızlıktır. Beyin henüz gelişme aşamasındayken meydana gelen hasar sonrasında gelişir. Bu problemler ilerlemezler ve sorunun kaynağı olan beyin hasarı bebek henüz anne karnındayken bile meydana gelebilir. Çoğul gebelikler, bebeğin anne karnında gelişimini kısıtlayıcı rahim içi tümöral oluşumlar, annenin gebelik sırasında madde kullanması, preeklampsi (Gebelik zehirlenmesi), mekonyum aspirasyonu ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) gibi çeşitli faktörler de beyin felci gelişimi için birer risk faktörü olarak değerlendirilir” diyen Meriç, hastalığın belirti ve bulgularının süt çocukluğu ve okul öncesi dönemde kendisini göstermeye başladığını ifade etti.
Beyin felci belirtilerinin hafif ile şiddetli arasında geniş bir yelpazede yer aldığını ve kişiden kişiye değişiklik gösterdiğini, beyin felçli bazı insanların yürümek ve oturmakta zorluk çekerken, diğerleri nesneleri kavrama ile ilgili sorunlar yaşayabiliceğini ayrıca belirtilerin zamanla daha şiddetli hale gelebileceğini veya hafifleyebileceğini dile getiren Meriç, beynin etkilenen kısmına bağlı olarak farklı belirtilerin de ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
Meriç en sık belirtiler olarak; yuvarlanma, tek başına oturma veya sürünme gibi motor beceri gelişiminde gecikmeler, kas tonusunda aşırı sertlik ya da gevşeklik gibi değişiklikler, konuşma gelişiminde gecikmeler ve konuşma zorluğu, kaslarda spastisite adı verilen sertlik ve abartılı refleksler, ataksi olarak adlandıran kas koordinasyonu zayıflığı, titreme ve istemsiz hareketler, sık sık düşme, vücudun bir tarafını tercih etme, örneğin nesneleri hep aynı elle tutma, nöbet, zihinsel yetersizlik ve körlük gibi nörolojik problemler olarak görülebileceğini ifade etti.
Meriç açıklamalarına şöyle devam etti; Beyin felçli çocuklarda yutkunma ve göz kasları ile ilgili problemler de mevcuttur. Bu kişiler göz kaslarını koordine şekilde çalıştıramadıkları için herhangi bir nesne üzerine odaklanmada sorun yaşarlar. Anormal refleksler, vücudun gevşekliği, gövde ve ekstremitelerde sertlik, duruş bozuklukları ve yürüme bozukluğu, Beyin felçli çocuklarda görülebilen belirtiler arasında yer alır. Vücudun koordineli ve amaçlı bir şekilde hareket etme kabiliyetini engeller.
Beyin felcinde kasların çalışması ve fiziksel aktivite üzerindeki kısıtlanma durumu kalıcıdır.
Beyin felçli çoğu çocuk hastalıkla doğar fakat aylar veya yıllar sonrasına kadar bir hastalık belirtisi göstermeyebilir. Belirtiler genellikle çocuk 3 veya 4 yaşına gelmeden önce ortaya çıkar.Beyin felcinin kesin bir tedavisi yoktur. Tedavinin amacı sınırlamaları iyileştirmek ve komplikasyonları önlemektir. Beyin felçli çocuklar ve yetişkinler bir tıbbi bakım ekibiyle uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyarlar. Beyin felci tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım söz konusudur. İlaç tedavisi, fizyoterapi, uğraş terapisi (ergoterapi), konuşma terapisi, özel eğitim ve gerekli durumlarda botoks ya da cerrahi tedaviler uygulanır.
Daha çok estetik alanda kullanımıyla ön plana çıkan botoks, Beyin felci tedavisinde de kullanılabilir. Botoks, kaslardaki aşırı kasılma sonucu oluşan sertlikleri gidermede tercih edilir. Böylece ilgili kasların güçlendirilmesi için yapılan fizik tedavi çalışmaları daha etkin bir şekilde uygulanabilir. Botoks, ayrıca kasılmanın neden olduğu sıkıntıyı gidererek hastaları rahatlatır. Beyin felci fizik tedavi doğumdan sonraki ilk 1-2 yıl boyunca fizyoterapistler baş ve gövde kontrolü, yuvarlanma, yürüme ve kavrama gibi konularda destek sağlarlar. Farklı stratejiler ve uyarlanabilir ekipmanlar kullanarak çocuğunuzun evde, okulda ve toplumdaki günlük aktivitelere ve rutinlere bağımsız katılımını teşvik etmek için çalışır.
Meriç, beyin felcinin erken belirtilerinin gözden kaçırılmamasına dikkat çekerek, açıklamalarına şu şekilde devam etti;