Avrupa’nın husumetli “müttefikleri”: Fransa ve İngiltere

0
137

Süvariler ve piyadelerden oluşan iki ordu karşı karşıya geldiklerinde her iki tarafta da öfke aynıydı. Askerlerin zafer isteği ellerindeki kılıçları ve okları daha sıkı tutmalarını sağladı. İngiltere tahtı, Hastings meydanında başlayacak savaşın nedeniydi. Fakat bu savaş, bundan sonrakilerin sadece ilki olarak tarihe geçecekti.

Fransa ve İngiltere tarihleri boyunca birçok kez savaş meydanında karşı karşıya geldi. Manş Denizi’ni aralarına alan iki ülke, taht savaşlarıyla beraber, hem Avrupa’da hem dünyada üstünlük mücadelesi verdi.

Aşı krizi, denizaltı, balıkçılık ve göçmen sorunları…

Şu sıralar, dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgınında aşı krizi yaşayan bu ülkeler, birbirlerini aşı çalmakla suçluyor. Fransa, İngiltere’yi 5 milyon doz aşı çalmakla itham ederken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da İngiltere’ye aşı sevkiyatını durdurmak ve Oxford/AstraZeneca aşılarını ülkesine yönlendirmek için Avrupa Birliği (AB) başkanlarıyla komplo kurduğu iddia edildi.

İki ülkeyi karşı karşıya getiren bir başka konu ise İngiltere, ABD ve Avustralya arasında varılan AUKUS anlaşması oldu. Anlaşma, Avustralya Kraliyet Donanmasının nükleer enerjili denizaltılar edinmesini sağlamak için destek içeriyor. Bu anlaşmadan sonra da Fransa, Fransız Naval Grubu ile 2016’da yaptığı yaklaşık 66 milyar dolar tutarındaki geleneksel denizaltı filosu inşasından vazgeçti.

Son günlerde yaşanan silah ve aşı krizlerinin yanı sıra son yıllarda Manş Denizi’ndeki balıkçılık ve göçmen sorunları da iki ülkenin anlaşmazlıkları arasında.

Husumetin geçmişi eskiye dayanıyor

Aslında Fransa ve İngiltere’nin arasındaki örtülü husumet eskiye dayanıyor.

İşte iki ülkenin tarihi boyunca yaşanan savaşların kısa bir özeti.

Hastings Muharebesi

1066 yılında yarı Fransız yarı İngiliz soyundan gelen İngiltere Kralı Edward öldüğünde bir varis bırakmamıştı. İngiliz soyluları, tacı güçlü bir yerel lord olan Harold Godwinson’a takdim ederek yeni kralı ilan etmişlerdi. Ancak İngiltere tahtının taliplilerinden Norman Dükü William, İngiliz soyundan olduğunu öne sürerek Harold Godwinson ile İngiltere’nin Hastings kasabası yakınlarındaki Senlac Tepesi’nde savaştı.

Fransız Normanlar ve Anglo-Sakson İngilizler arasında yapılan bu kanlı savaşı William kazandı ve İngiltere tahtının sahibi oldu.

Yüzyıl Savaşları

Orta Çağ’ın en büyük savaşlarından biri olan Hastings Muharebesi, İngiltere’nin işgal edildiği tek savaş olarak tarihe geçti. I. William’ın hem Fransız hem İngiliz soyundan olması ise Fransa ve İngiltere arasında bundan sonraki taht savaşlarının ilk yankısı olmuştu.

Ancak, 14 Ekim 1066’dan sonra yaklaşık 300 yıl boyunca iki ülke arasında süregelen savaşlar, 1337’de başlayan 116 yıllık (100 yıl savaşları) savaştan daha kanlı değildi.

Yüzyıl Savaşları, İngiltere Kralı II. Edward’ın Fransa tahtı üzerinde hak iddia etmesiyle 1337’de başlayıp 1453’e kadar devam etti. Sadece savaş değil barış dönemlerinin de olduğu 116 yıl boyunca iki ülke arasındaki taht ve toprak mücadelesi sürdü. 14. yüzyılda başlayan Kara Ölüm de bu dönemde İngiltere ve Fransa için büyük kayıplara neden olacaktı. Bu yüzden 1346-1353 yılları arasında ülkeler salgının getirdiği sorunlarla da mücadele etti.

İki ülke arasındaki Manş Denizi’nin gördüğü savaşlar kimi zaman Fransa’nın kimi zaman da İngiltere’nin zaferleriyle sonlandı. Fransa ve İngiltere arasındaki en meşhur savaşlar da yine bu dönemde yaşandı: Crécy, Poitiers, Agincourt, Orléans, Patay, Formigny and Castillon.

Yüzyıl Savaşları sırasında İngiltere ve Fransa üstünlük için savaştı. Sonuç olarak, 116 yıl boyunca yapılan savaşlarda İngiltere birçok kez Fransa’nın topraklarını işgal etse de 1453 yılına gelindiğinde Fransa, İngiltere’nin aldığı toprakları geri alarak zafer kazandı.

Buna rağmen, 1800 yılına kadar İngiliz hükümdarlarının Fransa tahtındaki talepleri devam etti.

Savaşlar devam etti, dini çatışmalar böldü

İngilizler ve Fransızlar sonraki yüzyıllarda da sayısız savaşa girdiler. 1494-1559 yılları arasındaki tüm İtalyan Savaşlarında karşıt taraflarda yer aldılar.

Dini çatışmalar da bu iki ülke arasında bölünmelere yol açtı. İngiltere’nin çoğunun Protestanlığa dönmesi ve Fransa’nın Roma Katolikliği tarafında kalması bu bölünmeyi daha da derinleştirdi.

17. yüzyılda ise Avrupa’da güç İspanya’nın eline geçti. Fransa’nın İspanya’yla olan savaşlarında İngiltere de Fransa’nın yanında yer aldı.

1707’de ise Büyük Britanya Krallığı’nı oluşturan ve İskoçya ve İngiltere krallıklarını resmi olarak birleştiren bir Birlik Yasası kabul edildi. Birleşik Krallık giderek daha fazla parlamenter şekilde büyürken, Fransa mutlak monarşi sistemini sürdürüyordu.

Yeni birleşen krallık, Avrupa’daki güç dengesini korumaya çalışarak 1702’den 1713’e kadar İspanya Veraset Savaşı’nda ve 1740’tan 1748’e kadar Avusturya Veraset Savaşı’nda Fransa’ya karşı savaştı. İngilizlerin büyük bir donanması vardı ama kara ordusu küçüktü.

Bu nedenle İngiltere her zaman kıtada Prusya ve Avusturya gibi diğer devletlerle ittifak halinde hareket ederek Fransa ile savaştı. Aynı şekilde, üstün bir donanmaya sahip olmayan Fransa da İngiltere’yi işgal edemedi.

Yedi Yıl Savaşları

17. yüzyılın sonuna gelindiğinde Yeni Dünya (Amerika kıtası) iki ülke için yeni bir savaş meydanı oldu. Yedi Yıl Savaşları, İngiltere ve Fransa arasındaki imparatorluk kurma yarışının tüm dünyaya yayılmış mücadelesiydi. Bu dönemde sadece Kuzey Amerika’da değil Karayipler’de, Güney Asya’da, Batı Afrika’da iki ülke arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Bu savaş, ilk küresel çapta savaş olması nedeniyle dünya savaşı olarak da adlandırıldı.

Savaşın sonunda imzalanan Paris Barış Anlaşması ile Birleşik Krallık dünya çapındaki deniz üstünlüğünü ve sömürgeciliğini pekiştirdi. Böylece hem ekonomik bakımdan hem de politik bakımdan Fransa güç kaybetti. Bu durum da Birleşik Krallık’ın denizlerdeki ve denizaşırı sömürgecilik yarışındaki üstünlüğünü sağlamlaştırdı. Hatta Fransız Devrimi de bu sonuçla birlikte filizlendi. 1792-1802 yılları arasında, Fransa Devrim Savaşları patlak verdi. Fransa, Bileşik Krallık dahil Avusturya, Roma İmparatorluğu, Prusya, Rusya ve diğer bazı monarşilerle karşı karşıya geldi. Fakat 1815’ten sonra da İngiltere ve Fransa bu çaplarda büyük savaşlara girmedi.

Daha sonra iki ülke Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında müttefik olarak yer aldı. Birinci Dünya Savaşı’nda Büyük Krallık ve Fransa, Osmanlı Devleti’nin Orta Doğu’daki topraklarını paylaştığı gizli bir anlaşma da imzaladı. 16 Mayıs 1916’da Londra’da imzalanan Sykes-Picot Anlaşması ile bölge iki ülke arasında paylaşıldı. Fakat, toprak konusunda husumetleri eskiye dayanan ülkeler, buradaki anlaşmada da hemfikir olmakta güçlük çekti.

Fransa ve İngiltere’nin savaşlarını konu alan bazı filmler

Fransa ve İngiltere’nin kanlı savaş tarihi, taht ve toprak kavgası beyazperdede de geniş yer aldı. İki ülkenin savaşları birçok filme konu oldu, ödüllü filmler olarak kültler arasına girdi. İşte onlardan bazıları…

Dünyanın Uzak Ucu (The Far Side of the World)

2003 yılında çekilen filmde, Peter Weir yönetmen, Russell Crowe Jack Aubrey, Paul Bettany ise Stephen Maturin rolünde.

Filmin konusuna göre, Napolyon kumandanlığındaki savaşlar en çok İngiltere için sorun. İngiliz hükümeti, Brezilya sahillerinde bulunan Yüzbaşı Aubrey (Russell Crowe) komutanlığındaki savaş gemisini, Fransızların Acheron adlı dev savaş gemisini yok etmekle görevlendiriyor. İki geminin ilk karşılaşmasında İngiliz gemisi çok büyük hasar alıyor ve sis sayesinde batmaktan kurtuluyor. Fakat Yüzbaşı Aubrey, kendisinden çok daha hızlı olan ve güçlü silahlarla donatılmış Fransız gemisini takipte kararlı. Pasifik Okyanusu’nda devam eden takip uzadıkça, yaşam ve ölüm arasında gidip geliyorlar.

Jeanne D’arc’ın Tutkusu (La Passion De Jeanne D’arc)

Filmde İngiltere ve Fransa arasında 14. yüzyılda başlayan Yüzyıl Savaşları sırasında ülkesi Fransa’ya manevi destek veren hatta orduya katılarak İngilizlere karşı çarpışan Fransız Katolik azizesi Jeanne dArc’ın (Türkçede bazen Jan Dark olarak da yazılıyor) 1431 tarihinde henüz 19 yaşındayken İngilizlere esir düştükten sonra Tanrı ile konuştuğunu ileri sürdüğü için kafirlik suçuyla yargılanması, zindanlarda işkence görmesi ve yakılarak ölüme mahkum edilmesi anlatılıyor.

Filmde Jeanne d’Arc’ın bütün hayatı değil, sadece yargılanması ve ölüme mahkum edilmesi gözler önüne seriliyor. Yönetmen Carl Theodor Dreyer, olayları neredeyse belgesele yakın bir gerçeklilikle aktarıyor. Zaten film, Fransız Milli Müzesinde korunan mahkeme kayıtlarına ve tutulan günlüklere dayandırılarak çekildi.

Henry V

Film, İngiltere Kralı’nın kanlı Fransa fethini konu alan William Shakespeare’in aynı adlı oyununun güçlü bir uyarlaması.

Barry Lyndon

18. yüzyıl Avrupa’sında patlak veren Yedi Yıl Savaşları sırasında geçen film, İrlandalı bir serüvenci olan genç Redmond Barry’nin (Ryan O’Neal) savaşlara katıldıktan sonra soylular arasına girmesini, yükselişini, servete kavuşmasını, dul bir soyluyla evlenerek Barry Lyndon adını alışını, sonra da hırslarına yenilerek yeniden sefalete düşmesini konu alıyor.

Son Mohikan (The Last Of The Mohicans)

1757 yılında İngiliz ve Fransız kuvvetleri arasında Amerikan kolonileri kontrol etmek için verilen savaş üçüncü yılına giriyordu. Bu tehlikeli sınırlarda yaşayan, Mohikan Chingachgook’un oğlu olan Hawkeye bir pusuya düşen İngilizleri kurtarıyor. Hawkeye bu insanlara güvenli bir yolculuk için rehber oluyor. Ancak bu insanları hayatta kalmak için savaşmaya ve birbirlerine destek olmaya zorluyor.

Grafik: M. Furkan Terzi

Avrupa'nın husumetli "müttefikleri": Fransa ve İngiltere

Avrupa'nın husumetli "müttefikleri": Fransa ve İngiltere

Avrupa'nın husumetli "müttefikleri": Fransa ve İngiltere

Avrupa'nın husumetli "müttefikleri": Fransa ve İngiltere

TRT

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz