Bütün ihtişamıyla Süleymaniye Camii, Balat’ta tarihi bir konak ya da Üsküdar’da ahşap bir medrese…
İstanbul’un yapıları, onun eserlerinde yeniden hayat buluyor.
Minyatür ve gravür bir arada
Yüksek lisans öğrencisi Ahmet Faruk Yılmaz, minyatür ve gravürü harmanlayarak kendine has bir üslupla çalışmalarını hazırlıyor. Çalışmaları kimi zaman siyah beyaz olurken kimi zaman sulu boyayla renklendiriyor. Bir eseri ortaya çıkarmak bazen günler sürüyor.
Sanata olan merakı çocukluğunda başladığını belirten Ahmet Faruk Yılmaz şöyle konuştu:
“Her evde bulunan klasik ansiklopediler cilt cilt ansiklopediler vardır. Onlarda gravür şehir tasvirleri olurdu hem Avrupa şehirlerinden hem İstanbul tasvirleri Avrupalı ressamların. Onlar benim çok dikkatimi çekerdi. Yani içinde detaylara bakıp kaybolmayı çok severdim.”
Her çiziminde “İstanbul” var
Ahmet Faruk Yılmaz’ın her çizimi İstanbul’dan izler taşıyor. Konuyla ilgili şunları söyledi:
“Özellikle sevdiğim yaşadığım ve dokusunun çok bozulduğunu düşündüğüm İstanbul’u merkeze almaya çalışıyorum diyebilirim. Kaybolmasından hüzün duyduğum bir dokuyu yansıtmaya çalışıyorum.”
Yılmaz, çalışmalarını defterlere ve bez çantalara aktararak gelir elde ediyor.
TRT