Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, sanayi üretim endeksi mayısta aylık bazda yüzde 1,3, yıllık bazda yüzde 40,7 artış gösterdi. Arındırılmamış sanayi üretim endeksi de mayısta yıllık yüzde 39,5 artarak, arka arkaya yükselişini 10’uncu aya taşıdı.
Veriye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, beklentiden daha iyi olan sanayi üretimi verilerinin büyümedeki kuvvetli momentumun devam ettiğini göstermesi açısından önemli olduğunu söyledi.
Yıllık bazda çift haneli artma ihtimali bulunan sanayi üretimindeki genel eğilimin, yıllık GSYH büyümesine ilişkin tahmin aralığını da yukarı yönlü olarak açabileceğine işaret eden Erkan, “Mayıs ayında imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), kapanma dönemine de denk gelmesi itibariyle 49,3 ile daralma bölgesine girmişti. Buna karşılık, sanayi üretimindeki aylık değişimin yüzde 1,3 gibi iyi sayılabilecek bir artışa işaret ettiğini görüyoruz.” diye konuştu.
Erkan, haziranda açılmanın etkisiyle beraber söz konusu momentumun kuvvetlenerek devam edeceğini belirterek, yıllık bazdaki yüksek değişimlerin ise, geçen yılın baz etkisinden kaynaklandığını kaydetti.
Büyüme konusunda aşağı yönlü riskleri oluşturabilecek etmenleri “daha az kamu harcamaları” ve “Merkez Bankası politikalarının sıkılığı” şeklinde ifade eden Erkan, şu değerlendirmelerde bulundu;
“Buna karşın; ekonomik aktivitenin kuvvetli olması, fiyat istikrarına odaklanma bağlamında hem kamu politikalarına, hem de Merkez Bankası para politikasına olanak vermektedir. Faiz artırımlarının gerçekleştirildiği mart ayına kadar olan dönemden sonra da, faizler sabit bırakıldığı için o dönemin sıkı finansal koşulları halen geçerlidir. Buna rağmen büyüme yüksek kalmaya ve ekonomik aktivite de toparlanmaya devam ediyor. Aynı zamanda, turizmin iyi katkı verecek olması da çıktı açığının büyümeyeceğine dair işaret veriyor. Delta varyantı, özellikle seyahat gelirleri ve bağıl sektörler açısından halen bir risk olmakla birlikte, henüz küresel kapanmalara gidilmediği için arka sırada değerlendiriliyor. Büyüme, aşağı ve yukarı yönlü riskler beraber ele alınmak kaydıyla, yılın 2. çeyreğinin vereceği yüksek katkıyla bu yıl yüzde 7’ye yakın seviyelerde gerçekleşebilir.”
TRT