TC Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan, Mısır ve GKRY liderlerini yayınladıkları bildiriye ilişklin bir açıklama yaptı.
Açıklamada, “Yayınlanan bildiri, Yunan/Rum ikilisinin Türkiye’ye ve KKTC’ye yönelik hasmane politikalarının yeni bir tezahürüdür. Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin dahil olmadığı hiç bir girişimin başarıya ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik” denildi.
TC Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Mısır arasında Atina’da düzenlenen 9. Liderler Zirvesi’nin ardından yayımlanan ortak bildiriye ilişkin, “Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin dahil olmadığı hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik” ifadesini kullandı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan, Mısır ve GKRY liderlerinin katılımıyla bugün yapılan üçlü zirvenin ardından yayımlanan bildirinin, Yunan-Rum ikilisinin Türkiye’ye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yönelik hasmane politikalarının yeni bir tezahürü olduğu ve bu bildiriye Mısır’ın da dahil olmasının ise Mısır yönetiminin, Doğu Akdeniz’de iş birliği yapabileceği gerçek adresi halen kavrayamamış olduğunun göstergesi olduğu kaydedildi.
“TÜKİYE VE KKTC’NİN DAHİL OLMADIĞI HİÇBİR GİRİŞİMİN BAŞARIYA ULAŞAMAYACAĞINI GÖSTERDİK”
“Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’nin dahil olmadığı hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağını dosta da düşmana da gösterdik.” ifadesine yer verilen açıklamada, Türkiye’nin bölge ülkeleri arasında iş birliğini artıracak enerji projelerini desteklediği ancak bu projelerin, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hak ve çıkarlarını göz ardı etmemesi ve kapsayıcı olması gerektiği belirtildi.
Açıklamada, bildirideki ifadelerin aksine, bölgedeki gerginliğin esas kaynağının, Yunan-Rum ikilisinin maksimalist ve gayrihukuki deniz sınırı iddiaları ve Kıbrıs Türklerini yok saymaları olduğu vurgulanırken, bu ikilinin Doğu Akdeniz’de gerginlik çıkarmak için Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal teşebbüslerine geçen günlerde gerekli cevabın verildiği ve hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türklerinin haklarının kararlılıkla korunmaya devam edileceği aktarıldı.
KKTC Dışişleri Bakanlığınca söz konusu ortak bildiriye ilişkin yapılan açıklamanın desteklendiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Ada’daki gerçekleri reddeden bir anlayışın Kıbrıs meselesinin çözümüne katkı sağlaması mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeden yeni bir müzakere sürecinin başlamasının söz konusu olmayacağını bir kez daha hatırlatırız.
Ayrıca birtakım gayrimeşru gruplara verdikleri destekle Libya’nın istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açan bu ülkelerin, şimdi Libya’nın meşru hükümetiyle imzaladığımız mutabakat muhtıralarını hedef almaları, en başta Libya’nın çıkarlarına ve egemenliğine saygısızlıktır.”
“RUM TARAFININ YUNANİSTAN VE MISIR İLE YAPTIĞI OR AÇIKLAMA YOK HÜKMÜNDEDİR”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Rum tarafının, Yunanistan ve Mısır ile bugün gerçekleştirdiği üçlü zirve sonrası yapılan ortak açıklamada yer alan hususların Ada’daki siyasi ve hukuki gerçekleri yansıtmadığı kaydedilmişti.
Kıbrıs meselesine ilişkin konularda GKRY ve diğer tarafların muhatabının KKTC olduğu vurgulanan açıklamada, “Kıbrıs Adası’nda biri KKTC diğeri de GKRY olmak üzere iki ayrı devlet bulunmaktadır. Bu iki devletin yaptıkları açıklama ve aldıkları kararlar sadece kendilerini bağlamaktadır. Rum tarafının Yunanistan ve Mısır ile yaptığı ortak açıklama KKTC için yok hükmündedir” ifadeleri kullanılmıştı.
YUNANİSTAN, MISIR VE GKRY LİDERLERİ ATİNA’DA BİR ARAYA GELDİ
Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Mısır arasında Atina’da düzenlenen 9. Liderler Zirvesi’nin ardından yayımlanan ortak bildiride, üç taraf arasındaki iş birliğinin devam etmesine karar verildiği, bu kapsamda, merkezi Güney Lefkoşa’da olacak daimi bir sekreterlik kurulmasında hemfikir olunduğu bildirilmişti.
Bildiride, GKRY ve Mısır arasında elektrik bağlantısı oluşturulmasına ilişkin mutabakat muhtırası imzalandığı ve bu anlaşmanın sadece taraf ülkeler değil, Avrupa’nın da enerji güvenliğine katkı sağlayacağı savunulmuştu.
Tarafların, gaz arama ve taşımasına yönelik üçlü iş birliğinin sürdürülmesini arzuladıkları belirtilerek, “Hidrokarbon kaynaklarının bulunmasının bölgesel istikrar ve refah için katalizör olacağına inanmaya devam ediyoruz” ifadesine de yer verilmişti.